Emre Hocam, Hastam Deliryum’a Girdi
Selamlar sevgili dostlar! Bugün, özellikle yaşlılarımızda ve hastanede yatan yakınlarımızda sıkça karşılaştığımız, kafa karışıklığı olarak da bilinen Bilinç Bulanıklığı (Deliryum) konusunu ele alacağız. Bu durumun ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini ve nasıl tedavi edilebileceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Amacım, bu karmaşık durumu en anlaşılır şekilde size aktarmak ve sevdiklerinize en iyi şekilde yardımcı olmanızı sağlamak.
Bilinç Bulanıklığı (Deliryum) Nedir?
Bilinç bulanıklığı, diğer adıyla deliryum, zihinsel işlevlerin aniden bozulması durumudur. Bu durum, kişinin düşüncelerinin karışmasına, dikkatini toplamada güçlük çekmesine ve çevresini algılamasında sorunlar yaşamasına neden olabilir. Deliryum, genellikle altta yatan bir tıbbi sorunun belirtisi olarak ortaya çıkar ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir.
Unutmayın: Deliryum, basit bir unutkanlık veya yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Genellikle ani başlar ve dalgalı bir seyir izler. Hasta bir an tamamen kendinde olabilirken, kısa süre sonra neyin ne olduğunu karıştırabilir.
Deliryumun Belirtileri Nelerdir?
Deliryumun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak en sık görülen belirtiler şunlardır:
-
Dikkat Eksikliği: En belirgin belirtilerden biridir. Kişi, dikkate odaklanmakta çok zorlanır. Mesela bir konuşmaya odaklanamaz, söylenenleri hatırlamakta güçlük çeker.
-
Bilinç Düzeyinde Değişiklikler: Bazen kişi çok uyanık ve ajite (huzursuz) olurken, bazen de çok durgun ve uykulu olabilir. Bu nedenle deliryumun hiperaktif ve hipoaktif olmak üzere iki ana tipi vardır:
-
Hiperaktif Deliryum: Kişi huzursuz, agresif (saldırgan) ve aşırı uyanık olabilir.
-
Hipoaktif Deliryum: Kişi çok sessiz, tepkisiz ve yavaş olur. Bu tür deliryumlar daha zor fark edilebilir.
-
-
Oryantasyon Bozukluğu: Kişi nerede olduğunu, hangi günde olduğunu veya kim olduğunu karıştırabilir.
-
Düşünce Bozuklukları: Kişi mantıklı düşünmekte zorlanır, konuşması anlamsız veya tutarsız olabilir.
-
Halüsinasyonlar ve Sanrılar: Olmayan şeyleri görme veya duyma (halüsinasyonlar), gerçek dışı inançlara sahip olma (sanrılar). Örneğin, hasta odada böcekler olduğunu veya birilerinin kendisine zarar vermeye çalıştığını düşünebilir.
-
Huzursuzluk ve Ajitasyon: Kişi sürekli hareket etme ihtiyacı duyabilir, yerinde duramaz, huzursuzlanabilir.
-
Uyku Bozuklukları: Gündüzleri aşırı uyku hali, geceleri ise uykusuzluk.
-
Duygusal Değişiklikler: Ani duygu değişimleri, örneğin birdenbire ağlamaya başlama veya aşırı sinirlenme.
Deliryumun Nedenleri Nelerdir?
Deliryumun pek çok nedeni olabilir ve genellikle altta yatan ciddi bir hastalığın belirtisidir. En sık görülen nedenler şunlardır:
-
Enfeksiyonlar: Özellikle idrar yolu enfeksiyonları, zatürre ve menenjit gibi enfeksiyonlar yaşlılarda deliryuma yol açabilir.
-
İlaçlar: Bazı ilaçların yan etkileri, özellikle de birden fazla ilaç kullanılıyorsa (polifarmasi). Özellikle antikolinerjik ilaçlar, sakinleştiriciler ve ağrı kesiciler deliryumu tetikleyebilir.
-
Metabolik Sorunlar: Vücuttaki elektrolit dengesizlikleri (sodyum, potasyum, kalsiyum), kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi), tiroid sorunları, böbrek veya karaciğer yetmezliği gibi durumlar.
-
Dehidrasyon: Vücudun yeterli sıvı alamaması, özellikle yaşlılarda sık görülen bir durumdur.
-
Yoksunluk Sendromları: Alkol veya ilaç bağımlılığından sonra ani kesilme.
-
Kafa Travmaları: Beyin sarsıntısı veya diğer kafa yaralanmaları.
-
Ameliyat Sonrası: Özellikle yaşlılarda ameliyat sonrası dönemde anestezi ve ağrı kesicilerin etkisiyle deliryum görülebilir.
-
Yoğun Bakım Ünitesinde Kalma: Yoğun bakım ortamının stresli ve uyarıcı olması, uyku düzenini bozması ve hastanın oryantasyonunu kaybetmesine neden olması.
-
Kabızlık veya İdrar Retansiyonu: Özellikle yaşlılarda idrarını tutamama veya kabızlık deliryumu tetikleyebilir.
Deliryumun Risk Faktörleri Nelerdir?
Deliryum için en büyük risk faktörleri, yaşlılık ve demans gibi önceden var olan zihinsel sorunlardır. Diğer risk faktörleri şunlardır:
-
İleri Yaş: 65 yaş üstündeki bireylerde deliryum gelişme riski daha yüksektir.
-
Demans: Alzheimer hastalığı veya diğer demans türleri deliryum riskini artırır.
-
Ciddi Hastalıklar: Kanser, kalp yetmezliği veya akciğer hastalığı gibi kronik hastalıklar.
-
Çoklu İlaç Kullanımı: Aynı anda birden fazla ilaç kullanmak (polifarmasi).
-
Duyusal Bozukluklar: İşitme ve görme kaybı gibi duyusal bozukluklar.
-
Alkol veya Madde Bağımlılığı: Geçmişte veya halen alkol veya madde kullanmak.
-
Beslenme Yetersizlikleri: Yetersiz beslenme veya vitamin eksiklikleri.
-
Hastanede Yatış: Özellikle yoğun bakımda yatmak deliryum riskini artırır.
-
Cerrahi İşlemler: Özellikle büyük ameliyatlar ve anestezi deliryumu tetikleyebilir.
Deliryumun Tanısı Nasıl Konulur?
Deliryumun tanısı, genellikle yatak başında hastayı doğrudan değerlendirmemiz sayesinde konur. Doktorunuz aşağıdaki adımları izleyecektir:
-
Hasta Öyküsü: Hastanın tıbbi geçmişi, kullandığı ilaçlar, beslenme alışkanlıkları ve son zamanlarda yaşadığı olaylar hakkında bilgi alınır. Hasta yakınlarından da bilgi almak önemlidir.
-
Fizik Muayene: Hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir.
-
Nörolojik Muayene: Hastanın bilinç düzeyi, dikkat durumu, hafızası ve düşünme yeteneği değerlendirilir.
-
Mental Durum Değerlendirmesi: Hastanın zihinsel işlevlerini değerlendirmek için bazı testler uygulanır. En sık kullanılan testlerden biri “Konfüzyon Değerlendirme Metodu (CAM)”dir. Bu test, hastanın dikkat durumu, düşünce süreçleri ve bilinç seviyesini değerlendirir.
-
Laboratuvar Testleri: Altta yatan tıbbi nedenleri belirlemek için kan ve idrar testleri yapılır. Bu testlerle enfeksiyonlar, elektrolit dengesizlikleri, böbrek veya karaciğer sorunları tespit edilebilir.
-
Görüntüleme Testleri: Beyin tomografisi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi testler, beyindeki yapısal sorunları tespit etmek için kullanılabilir.
Unutmayın: Deliryum, bazen sessiz olabilir ve bu nedenle fark edilmesi zor olabilir. Bu yüzden hasta yakınlarının gözlemleri çok önemlidir. Hastanın eski haline göre nasıl değişiklikler gösterdiği, belirtilerin ne zaman başladığı gibi bilgiler tanıda çok önemlidir.
Deliryumun Tedavisi Nasıl Yapılır?
Deliryumun tedavisi, altta yatan sebebi bulup onu ortadan kaldırmakla başlar. Tedavi planı, hastanın durumuna ve deliryumun nedenine göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı tedavi yöntemleri:
-
Altta Yatan Nedenin Tedavisi:
-
Enfeksiyonlar: Uygun antibiyotik veya antiviral ilaçlarla tedavi edilir.
-
İlaçlar: Deliryuma neden olabilecek ilaçlar kesilir veya dozları ayarlanır.
-
Metabolik Dengesizlikler: Sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, kan şekeri düşüklüğü gibi durumlar düzeltilir.
-
Yoksunluk Sendromları: Alkol veya ilaç yoksunluğu durumunda uygun tedavi uygulanır.
-
-
Destekleyici Bakım:
-
Konfor ve Güvenlik: Hastanın kendini rahat ve güvende hissetmesini sağlamak önemlidir.
-
Oryantasyon: Hastaya sık sık nerede olduğunu, hangi günde olduğunu ve kim olduğunu hatırlatmak.
-
Uyku Düzeni: Hastanın uyku düzenini korumaya çalışmak. Gündüzleri aktif kalmasını sağlamak ve geceleri sessiz bir ortam yaratmak.
-
Beslenme ve Hidrasyon: Hastanın yeterli beslenmesini ve sıvı almasını sağlamak.
-
Duyusal Destek: Gözlük veya işitme cihazı gibi duyusal gereksinimlerin karşılanması.
-
Tanıdık Eşyalar: Hastanede kalıyorsanız, tanıdık eşyalar getirip hastane ortamını daha tanıdık hale getirmek bile deliryumun düzelmesine yardımcı olabilir.
-
-
İlaç Tedavisi:
-
Bazı durumlarda, deliryumun belirtileri çok ağır olabilir ve hasta kendisine ya da çevresine zarar verebilir. Bu tür durumlarda, hastayı sakinleştirmek amacıyla düşük dozda bazı antipsikotik ilaçlar kullanılabilir.
-
Bu ilaçlar yalnızca gerektiği zaman ve çok dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Çünkü bu ilaçların da yan etkileri olabilir.
-
Deliryumu Önlemek Mümkün mü?
Deliryumu önlemek, özellikle hastanede yatan hastalar için oldukça önemlidir. Bu, basit önlemlerle sağlanabilir:
-
Uyku Düzenini Sağlamak: Hastanın uykusunun düzenli olması, deliryum riskini azaltır. Gündüzleri aktif kalmasını ve geceleri sessiz bir ortamda uyumasını sağlamak.
-
Duyusal Destek Sağlamak: Hastanın gözlük veya işitme cihazı gibi gereksinimlerini karşılamak.
-
Oryantasyonu Sağlamak: Hastaya sık sık nerede olduğunu, hangi günde olduğunu ve kim olduğunu hatırlatmak.
-
Sık Ziyaretler: Tanıdık kişilerin ziyareti, hastanın kendini daha rahat ve güvende hissetmesine yardımcı olur.
-
Erken Mobilizasyon: Hastanın mümkün olan en kısa sürede ayağa kalkmasını ve hareket etmesini sağlamak.
-
Ağrıyı Kontrol Altına Almak: Ağrıyı etkili bir şekilde yönetmek deliryum riskini azaltabilir.
-
İlaçları Gözden Geçirmek: Gereksiz ilaçları kesmek ve ilaç etkileşimlerini önlemek.
-
Enfeksiyonları Önlemek: Hijyen kurallarına dikkat etmek ve aşıları yaptırmak.
-
Dehidrasyonu Önlemek: Yeterli sıvı alımını sağlamak.
Bu gibi basit yöntemler, hastanın kendini daha rahat ve güvende hissetmesine yardımcı olabilir.
Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?
Eğer yakınınızda veya kendinizde aşağıdaki belirtileri fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalısınız:
-
Ani başlayan kafa karışıklığı
-
Dikkat eksikliği
-
Oryantasyon bozukluğu
-
Halüsinasyonlar veya sanrılar
-
Huzursuzluk veya ajitasyon
-
Uyku bozuklukları
-
Davranış değişiklikleri
Sonuç Olarak
Deliryum, altta yatan ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceği için ciddiye alınmalıdır. Eğer hastanızda ya da kendinizde böyle bir durum fark ederseniz, mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurun. Erken tanı ve tedavi, deliryumun olumsuz etkilerini azaltabilir ve hastanın iyileşme şansını artırabilir.
Sizi ve sevdiklerinizi rahatsız eden bu gibi durumlarda yalnız olmadığınızı unutmayın; birlikte bu durumun üstesinden gelebiliriz.
Sağlıklı günler dilerim!

İçeriklerden Haberdar Olun!
Yeni eklenen içeriklerin mail adresinize gelmesini ister misiniz?