Sevgili aileler, merhaba! Ben Dr. Emre Geçer. Bugün sizlerle çocukluk çağı obezitesi hakkında konuşmak ve bu konuda neler yapabileceğinizi paylaşmak istiyorum. Çocuklarımızın sağlığı, hepimizin en büyük endişesi. Çocukluk çağı obezitesi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde giderek artan bir sorun. Sadece fazla kilodan ibaret değil; çocuğunuzun gelecekteki sağlığını, ruh halini ve sosyal yaşamını etkileyebilen ciddi bir durum.

Vücudumuz harika bir makine gibi. Bu makine düzgün çalışması için dengeli yakıt (besin) ve düzenli bakım (egzersiz) gerektiriyor. Fazla kalori alımı ve yetersiz hareket, bu makinenin yağ depolamasına ve sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Aşırı şekerli içecekler, büyük porsiyonlar ve az hareket, maalesef bu soruna oldukça katkıda bulunuyor. Tıpkı bir kalenin savunmasının zayıflaması gibi, çocuğunuzun bağışıklık sistemi de zayıflayabiliyor ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelebiliyor.

Obezitenin sebepleri Nelerdir?

Anne karnındaki dönemden, aile içindeki ilişkilere kadar birçok faktör etkili olabiliyor. Üstelik, kilolu çocuklar arkadaşları tarafından dışlanma, düşük özgüven ve depresyon gibi sorunlarla da karşılaşabiliyorlar. Okula ve sosyal hayata katılımları zorlaşabiliyor, bu da yaşam kalitelerini olumsuz etkiliyor.

Çocuğunuzun kilosu sizi endişelendiriyorsa, lütfen endişelenmeyin, yalnız değilsiniz. Önemli olan, erken teşhis ve doğru yaklaşım. 2 yaş üstü çocuklar için uzmanlar, yaş ve cinsiyete göre vücut kitle indeksi (BMI) değerlendirmesi yapıyor. Çocuğunuzun BMI’sini takip etmek için bir çocuk doktoruna veya diyetisyene danışmanız çok önemli.

Unutmayın, çocuklar için diyet yapılması önerilmiyor. Hedefimiz, çocuğunuza sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırmak ve düzenli egzersizi hayatının bir parçası haline getirmek. Bu süreçte, çocuğunuzun kendisini kötü hissetmemesini, stres yaşamadan sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlamalıyız.

Şimdi gelelim, ailelere düşen görevlere

“Şişman çocuk sağlıklıdır” gibi yanlış inançlardan uzak durun.

Eskiden böyle düşünülürdü, ama artık bilim bize başka şeyler söylüyor. Çocukların tombul olması sağlıklı oldukları anlamına gelmez. Önemli olan, onların enerjik, hareketli ve dengeli besleniyor olmasıdır.

Çocuğunuzu kendi başınıza diyete sokmayın! Mutlaka bir diyetisyen veya beslenme uzmanından yardım alın.

İyi niyetle yapılan bir diyet, gelişim çağındaki bir çocuğa zarar verebilir. Her çocuğun ihtiyacı farklıdır, profesyonel destek almak en sağlıklı yoldur.

Günde en az 30 dakika fiziksel aktiviteyi destekleyin.

Bu bir yürüyüş olabilir, dans etmek olabilir, ip atlamak olabilir. Önemli olan hareket etmek. Her gün bu zamanı ayırmak, çocuğunuzun hem bedensel hem zihinsel gelişimine katkı sağlar.

Okulun spor etkinliklerine katılımını teşvik edin.

Beden eğitimi dersleri ya da okul takımları çocuğun hem fiziksel aktivitesini artırır hem de arkadaşlık ilişkilerini geliştirir. Onu cesaretlendirin.

Beraber yürüyüşler yapın, arabayı mümkün olduğunca az kullanın.

Kısa mesafeleri yürümek hem sağlıklı bir alışkanlık hem de birlikte zaman geçirmek için güzel bir fırsattır.

Televizyon ve bilgisayar kullanımını sınırlayın; aktif oyunları ve etkinlikleri destekleyin.

Ekran başında geçirilen süreyi azaltmak, çocuğunuzun daha aktif bir yaşam tarzı benimsemesine yardımcı olur.

Yemek yaparken çocuğunuzu da dahil edin.

Malzemeleri birlikte hazırlamak, sofrayı birlikte kurmak çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını olumlu etkiler.

Düzenli ve beraber yemek saatleri oluşturun.

Ailece yenilen yemekler, hem beslenme kalitesini artırır hem de çocuklara iyi bir model sunar.

Yavaş yemeyi öğretin.

Yavaş yemek, doyma hissinin fark edilmesini sağlar. Çocuğunuza lokmalarını iyi çiğnemeyi ve acele etmeden yemeyi hatırlatın.

Bol su içmeyi alışkanlık haline getirin.

Gün boyu su içmek, metabolizma ve genel sağlık için çok önemlidir. Masada her zaman bir bardak su bulunsun.

Çeşitli ve dengeli beslenmesini sağlayın.

Renkli tabaklar, farklı sebzeler, tahıllar ve protein kaynakları çocuğun gelişimini destekler.

Porsiyonları kontrol edin.

Gereğinden fazla yemek, fark edilmeden fazla kalori alımına yol açabilir. Küçük porsiyonlarla başlamak iyi bir yöntemdir.

Sevmediği bir yemeği zorlamayın, birkaç gün sonra tekrar deneyin.

Tatlar zamanla değişir. İlk seferde reddettiği bir sebzeyi birkaç gün sonra severek yiyebilir.

Kendi sevmediğiniz bir şeyi çocuğunuza zorlamayın.

Çocuklar sizi izler. Siz bir yiyeceği sevmeden ona ısrarla sunarsanız, inandırıcılığınızı kaybedersiniz.

Şekerli yiyecekleri tamamen yasaklamayın, kontrollü tüketmeyi öğretin.

Yasak olan her şey cazip hale gelir. Onlara ne zaman, ne kadar ve nasıl tüketeceğini öğretin.

Ödüllendirmelerde meyve ve sebzeleri tercih edin.

Tatlı yerine çilek, dondurma yerine yoğurtlu muz… Sağlıklı alışkanlıkları keyifle pekiştirmek mümkün.

Sağlıklı ve dengeli beslenme çantası hazırlayın.

Okula götürdüğü beslenme çantası da günün önemli bir parçasıdır. Ev yapımı sandviçler, meyve dilimleri ve su şişesi eksik olmasın.

Sevgili aileler, bu yolculukta sabır ve anlayış çok önemli. Çocuğunuzu destekleyin, ona sevgi ve güven verin. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam, hem sizin hem de çocuğunuzun geleceği için en değerli yatırımdır. Herhangi bir sorunuz olursa, çekinmeden bana ulaşabilirsiniz.